Haberleşme alanındaki baş döndürücü gelişmeler neredeyse dünyayı küçük bir köy haline getirdi. Dünyada meydana gelen iyi-kötü bütün olaylar, anında evimizde seyredilmektedir. Durum böyle olunca da, insanın, olup bitenler karşısında etkilenmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Haberleşme vasıtalarının çeşitlendiği ve en ileri teknoloji ile donatıldığı günümüz dünyasında, bu nimetten hakkıyla yararlanma konusunda, hiçte hazırlıklı ve seçici olmadığımızı düşünüyorum. Özelliklede televizyondan.
Son zamanlarda evimizde, sokakta, iş yerimizde ,alış-veriş yaparken, duyduğumuz konuşmaların yarısını, televizyonlarda yer alan, evlenme ,boşanma, gelin, kaynana, çiftlik evi kavgaları oluşturuyor. İnsanlarımız bu programlardan öylesine etkilenmiş ki ,adeta uyuşmuş, hareket alanı daralmış, günlük yaşam bu programlara göre ayarlanmış. Adı geçen programları en ince ayrıntısına kadar izlemek için, neredeyse evlerde hayat duruyor. En yakın akrabalarının adını hatırlamakta zorlanan insanlar, bu programlardaki bütün isimleri rahatlıkla söyleyebiliyor.
Ülkemizde programlar yapılırken nelere dikkat ediliyor, neler hesaplanıyor, hangi hassasiyetlere riayet ediliyor bilmiyorum. Ama, en azından ,programlar yapılırken halkın örf ve adetleri,inançları konularında gerekli özen gösterilmelidir. Toplumu aydınlatıcı,halkın ufkunu açıcı programların hazırlanmasını bir tarafa bıraktık zaten. Özellikle bazı medya kuruluşları, hiç emek sarf etmeden, programların içeriğine, topluma verdiği mesaja bakmadan, yabancı medya kuruluşlarının, kendi halkına yönelik programlarını tercüme ederek, aynen halkımıza izletmektedirler. Hatta bu programların, alınan ülkelerde hiçte itibar görmeyen programlar olduğu söylenmektedir.
Günümüz dünyasının en önemli güçlerinden bir tanesi, belki de birincisi medya gücüdür. Öyle ki, bu ülkede yaşayanların bunun farkında olmaması mümkün değildir. Yakın tarihte, hükümet kuran, hükümet yıkan, bazı insanları zirveye çıkaran , çıkarına dokunan bazılarını da yalan yanlış iftiralarla zirveden indiren medyamız, bunun en güzel örneğidir.
ABD’nin Irakta yaptığı insanlık dışı katliamları masumane, hatta haklı gerekçelere dayandıracak şekilde sunan dünya basını ve medyasının, insanlığa yapılan bu ihaneti nasılda örtbas ettiği ortadadır. Bu bir güç değil de nedir? Savaş çıkmadan önce, uluslararası medyanın bizdeki uzantılarının, ülkenin, ABD ile birlikte savaşa girmesi hususunda gösterdiği çabayı herkes hatırlayacaktır. Hani ABD ile savaşa girdiğimiz zaman, elde edeceğimiz kazancın dokümanının çıkarıldığı programlar. Gaye, bu yolla insanların kafası karıştırılıp, yapılanlara tepkileri azaltmak. ABD’nin Iraktaki katliamını protesto eden insanların, masum tepkilerini “yeşil bayraklar hortladı” diye lanse eden bir televizyon kanalının bu çabasını başka nasıl açıklayabiliriz? Böyle yapılarak, hem ABD’nin isteği yerine getiriliyor, hem de iç gerginlik noktaları kaşınarak bazı adreslere mesaj gönderiliyor.
Medyanın bu ayartıcı gücü, ABD ve Avrupa’nın en önemli silahlarından biri. Kendileri gibi olmayanları, bu silahı en sinsi şekilde kullanarak, dönüştürme planlarını en etkin biçimde kullanmaktadırlar. Halkımızın değer yargılarını hiçe sayan, özellikle gençlerimizi ayartacak programları, bizdeki işbirlikçileri ile bu halka seyrettirmektedirler. Bu programlar sayesinde toplumumuz adeta düşünme yeteneğini kaybetti ve statikleşti. Yaratılışımızda var olan bazı duygularımız putlaştırıldı. Mahremiyetlerimiz ifşa edildi.
Günümüzde televizyonların, izleyicilerin sığ merak duygularını sömüren birer “narkoz etkisi” yapan “pornografik” tüketim araçlarına dönüşmesi, genelde toplumumuzu, özelde gençlerimizi kendi değer ve dinamiklerinden uzaklaştırmakta, gençlerimizi yön, anlam ve kimlik bunalımına sürüklemektedir. Ülkemizde televizyon, toplumumuzun dönüştürülüp, garbın etkisine girmesinde ve böylece özgüven kaybetmesinde birinci derecede etkiye sahiptir. Bu dönüşümü başka hiçbir araçla gerçekleştiremezdik herhalde.
Şimdi toplum olarak, aklımızı başımıza toplayıp bir daha düşünme zamanı. Dünya üzerindeki bazı güçlerin medya vasıtası ile neler yaptığı ortadayken ,akşam sabah seyrettiğimiz programların bu topluma neler kazandırdığını bilen varsa beri gelsin. Çünkü kaybettirdiği çok şey var.