ŞALPAZARI’NDA KAYBEDENLER/KAZANANLAR

Öncelikle Şalpazarı’nda Belediye Başkanlığını kazanan Sayın Refik Kurukız’ı tebrik etmeliyiz. Ortaya çıkan bu sonucu, halkın yaptığı tercihi beğenmeyenler olabilir. Ancak bu sonucu ortaya çıkaran halkın iradesine saygı duymak, asgari demokratik bir tavır olmalıdır. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinin Şalpazarı sonucunu, kazananlar ve kaybedenler açısından etraflıca değerlendirmek gerekirse şunları söyleyebiliriz.

  Şalpazarı’nda;

1-      Şalpazarı’nı kendi mülkü zannedenler, kendilerini halkın üzerinde görmeye cüret edenler, yıllarca kendi ekonomik durumunu korumak adına, Şalpazarı’nı feda etmekte bir beis görmeyenler kaybetmiştir.

  2- Hiçbir siyasi vizyonu ve ilkesi olmaksızın her türlü kılığa girebilenler, kendilerinden başka hiç kimsenin önde olmasına tahammülü olmayanlar kaybetmiştir.

3-      Amaca ulaşmak için her türlü ayak oyunlarını meşru görenler kaybetmiştir.

  4- Halka tepeden bakanlar, onların eğilimlerini istek ve beklentilerini, görüş ve önerilerini görmezden gelenler, insanların siyasi anlamda inanç ve çilelerini dikkate almayanlar kaybetmiştir.

  5- Halka bir sürü gibi bakanlar, siyaseti yukarıdan aşağıya dizayn etme olarak görenler, çağ dışı, ilkel, modası geçmiş, yeni zamanların siyaset yapma anlayışını kavrayamayanlar kaybetmiştir.

  6- Halkın içine girmeden, onlarla dertleşmeden, onlar üzerinde sosyolojik ve psikolojik analizler yapmadan, kendi bulunduğu konumunun gücüyle siyaset yapanlar kaybetmiştir.

  7- Siyaseti; Şalpazarı’nın önünü açmak, hizmetle buluşturmak, Şalpazarı’nın ekonomik, sosyal, kültürel potansiyelini ortaya çıkarmak için değil, kendi ikbali üzerinden yürütenler kaybetmiştir.

  8- Şalpazarı’nın insan kaynağını birlikte hareket ettirme yerine, potansiyeli olan insanların önünü kesenler, insanların birbirinden yararlanmaları yerine, birbirini yok sayma basiretsizliğini gösterenler kaybetmiştir.

  9- Siyasetin bilgisiz, el yordamıyla, babadan/dededen kalma usullerle yürüyebileceğini zannedenler kaybetmiştir.

  10- Şalpazarı’nda halkın nezdinde bir karşılığı olmayanlar, halka inemeyenler, halka yabancılaşanlar kaybetmiştir.

  11- Kendi kabiliyet ve yetenekleri, özgüveni, bilgi birikimi olmayıp, Başbakan’ın arkasına sığınarak siyaset yapma kolaycılığına kaçan mirasyediler kaybetmiştir.

12- Parti içi liyakat ve demokrasiyi şahsi hırsları uğruna yok sayanlar kaybetmiştir.

     Bu kaybedenlere karşılık Şalpazarı’nda;

1-      Sürü psikolojisiyle hareket etmeyen, kendi iradesine sahip çıkan halk kazanmıştır.

 2-  Kendi kararını kendisi verme özgüvenini gösterenler kazanmıştır.

 3-  Asıl karar vericinin kendisi olduğunun bilincinde olan demokratlar kazanmıştır.

4- Kendisine sorulmadan, kendisi adına verilen kararlara sorgusuz sualsiz boyun eğmeyeceğini gösterenler kazanmıştır.

5- Siyasetin bir mühendislik işi olmadığını, siyasetin “halka rağmen, halk için” yapılamayacağını gösterenler kazanmıştır.

6-  Halksız bir demokrasinin olmayacağına inananlar kazanmıştır.

7- “Az olsun benim olsun” anlayışıyla hareket eden siyaset yerine; az da olsa hepimizin olsun anlayışını ortaya koyanlar kazanmıştır.

8- Kendisini değil de, bilgiyi, halkı, demokrasiyi, özgürlükleri, birlikte yönetmeyi önceleyenler kazanmıştır.

9- Şalpazarı’nın kişisel çıkarlara alet edilemeyecek kadar büyük olduğunu görenler kazanmıştır.

            Yoksa hala halkı suçlayanlar mı var?.. 

                                                               Arslan BALTA

                                            Trabzon Ortahisar Düşünce Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi

YORUM GÖNDER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz