Selam olsun sizlere.Allah’ın rahmeti üzerinize olsun.Eğitim davamız nasıl olmalıdır?Eğitim daha da mı milli olmalıdır yoksa eğitimimiz milliyetçilikten uzak mı tutulmalıdır. Aslında uyuyan bir ruh hali içinde miyiz yoksa?
Her sey bir tarafa uyuyan bir haldeyiz .Sokaklarımıza çıkalım ve dolaşalım.Dilimizden bihaber olan vatandaşlarımız yetmezmiş gibi her yerde yabancı tabelalar karşımıza çıkmakta.Emperyalizm ya da sömürge her neyse bizi kemiklerimize kadar sömürmekte.Bugün eğer en “marka” olmuş bir ayakkabıya karşın bir ayakkabı üretemiyorsak düşünmeliyiz.Nerede hata yapıyoruz.İktisadi sebeplerden mesaj atarken birbirimize orada kelimelerimiz kısaltılması aslında ruhumuza işliyor.
Atatürk der ki: Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. (1930)
60 sene önce yazılmış olan bir makaleyi önüme koyduğumda okuyamıyorsam kendi kendime soruyorum. Acaba bende mi yoksa toplumumuzda mı sorun var.Dilde,dilimizde büyük bir değişim söz konusu.Muhakkak bir değişim olacaktır.Her değişim ise bir gelişim midir?
Eğitim aklıma gelmişken eğitimimiz daha da milliyetçi bir çizgiye oturtulmalıdır. Gençliğimiz geçmişinden haberdar olmalıdır.Önemli şahsiyetleri tanımalıdır. Geçmişini tanımayan bir millet geleceğini tekrardan inşa edemez. Geleceğimiz aydınlık olmalıdır.Bu ise küçüğünden büyüğüne bizlerin görevlidir.
Her şeyimiz tekrardan milli olmalıdır. Çünkü buna daha çok ihtiyacımız var. Küreselleşen dünyada ulus devlet ile ancak ayakta durabiliriz.Çünkü stratejik konumuz önemlidir.
Ne der Lozan’da Lord Curzon’un İsmet İnönü’ye söylediği; “Gün gelecek ekonomik olarak bize muhtaç hale geleceksiniz!”.
Her anlamda yoksa Avrupa’ya mı muhtacız. Özellikle dil konusunda.