Uzun zamandır içim acıyor. Adaletin mülkün temeli olduğuna inanan toplumumuzun artık adalet kavramını yok saymasını, bu da yetmezmiş gibi hak arayışında bulunanları görmezden gelen unsurları heyecanla izliyorum. Ülkemizde bağımsız mahkemelerin verdiği kararı yok sayan bir tff ve bunun uzantıları olan medya unsurları, futbolcu olarak şeytan diye anılan, gerçekten de şeytan olan bir insanı anlamakta güçlük çekiyorum. Yaraya neşter vurulması gerekirken, yarayı sarmaya çalışan zihniyet, takdir-i ilahi olursa ki olacağına inancım tam, pislikleri kapatmaya çalışanlar pisliklerinin içinde bulunacaklardır. Asıl üzüldüğüm nokta İslamcı geçinen siyasi kimselerin, Mehmet Akif, Necip Fazıl okumuş kişilerin, kul hakkından korkmamasıdır. Bugün eğer toplumda adalet arayışı var ise bu ülke batmaya layıktır. Adaletin olmadığı bir toplumda bu ülkenin kilometre taşı olan Trabzon’u devlete küstürmek bu ülkenin geleceği için büyük bir tehdit olacaktır. Şikeyi görmezden gelenler sadece gayeleri para olan sözde Müslümanlar olduğu sürece ahvalimiz oldukça vahimdir. Şike ile anılan bir kupa ve toplumun buna sessiz kalması, ahlak konusunda sınıfta kaldığımızın göstergesidir.
Eğer ben Trabzonlu olarak, küskün ve kızgınsam devletime, bunun sorumlusu adaleti eşit olarak dağıtmamasıdır. Bugünden işsizlikten, terörden daha öte bir sorundur adalet. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi adalet mülkün temelidir. Vakıa bu sözün Hz.Ömer’e de ait olduğu söylenir. Trabzonlu adalet istiyor, hak istiyor. Adalet sadece bir isimden ibaret kalmamalı, uygulamaya sokulmalıdır. Ne der peygamberimiz : adaletin gecikmesi adaletsizliktir.
