Dert mi ediyorsun? Etme. Allah var gam yok. Bak etrafına haline şükret. Yürüyebiliyorsun dağlarda, sahillerde, derelerde… İraden ne istiyorsa o. İstersen koş, istersen yürü o anın tadını çıkar ve Allah’a şükret.
Dertlerin birikiyor, geceleri uyku tutmuyor, dert etme. Rızkı veren Allah’tır ve bu rızkı vermeye vesile olanlar ise kullarıdır. Sen üzülme bu dünya gelip geçicidir ve bu yolun ötesinde ahiret var.
Bak aynaya, gözlerine bak. Tabiatın güzelliklerini seyredebiliyorsun, ya görmeseydi? Bir dağa çıkıp manzarayı izliyor ne güzellikler var diyorsan şükret haline. Sevdiğin kadına dokunuyor ve doyasıya bakıyorsan, bu zenginlik değil de nedir sence?
Duyuyor kulakların ya duymasaydı? Her sabah uyandığında bir şefkatli ses duymak için neler verecek insanlar var. Haline şükret, şükret ki “Allah!” de, yüreğin, ruhun rahatlasın. Ve istediğin bir türküyü dinliyorsun bunu duyabilen kulaklarına borçlusun. Günde beş vakit minarelerden yükselen ezan sesini duyuyor ve Allah’ın seni ibadete davetini işitebiliyorsan bundan öte zenginlik mi var? Her ezan sesi duyduğunda, davete git ve beş vakit alnın secdeye eğilsin,şükret ve dua et,en büyük zenginlik budur. Zenginlik aslında bizde, hep yukarılara bakmaktan şükrü unutuyor, isyankar oluyoruz. Şeytan oynuyor bizimle, belki de ona alet oluyoruz. Oysa bizden aşağıda olanlara baksak, ne kadar zengin olduğumuzu göreceğiz. Mutlu olmak elimizde, nasıl çaresizlikte çare biz isek, küçük şeylerle bahtiyar olmak da elimizde.
Gideceğimiz yer aynı, birileri varlık ile gelir biri yoklukla… Sadece şükret ve Allah de. Muhakkak Allah sabredenlerle beraberdir. Duamdır Allah’a. Sabırla bekliyorum Allah’ım, İndireceğin hayra öyle muhtacım ki. Muhabbetle.