13 Ocak 2005 Sabah gazetesinin haberi; “İçişleri Bakanlığı bir genelge yayınlamış” terör örgütlerinin istismarına açık kelime ve kavramlar, Milli Eğitim Bakanlığı müfredatından çıkarılacakmış ve Milli Eğitim Bakanlığı her ay valilikler kanalıyla çalışmalar hakkında rapor hazırlayıp, İçişleri Bakanlığı’na sunacaklarmış.
Milli eğitim Bakanlığı’nın İçişleri bakanlığına bağlı bir Kurum olduğunu öğrenmiş olduk. Milli Eğitim Bakanı bu genelgeyi kime sordunuz da hazırladınız deyip, yırtıp çöpe atmazsa derhal istifa etmelidir. Aynı amaçla Başbakanlıkta “dini motifli terör örgütleri ve radikal gruplara yönelik mücadele stratejisi” adı altında bir eylem planı belirlemiş. Görev İçişler Bakanlığı’na verilmiş. Anlaşılan İçişleri Bakanlığı’nda da asıl meslekleri marangoz ve taş ustalığı olan birkaç arkadaş, çoğu Kuran’ı Kerimin ve İslam’ın temel kavramlarının da aralarında olduğu “bel’am, beyt’ül mal, biat, cemaat, cihad, medrese, dar’ül erkam, dar’ül harb, dar’ül İslam, halife, firavun, şehid, şehadet, infak, kafir, şura, Medine dönemi, Mekke dönemi, şirk, laikçi, laikler, İslami terör, İslamcı terör vb. İki yüz elli kelime belirlemişler ve müfredattan çıkarılması talimatı vermişler.
Yönetim tekniği açısından çok çağdaş, katılımcı demokrasi açısından önemli bir örnek. Eğitim bilimi açısından Nobel’e aday. 26-27 Aralık 2004 Talim Terbiye Kurumu Başkanlığı Orta Öğretim Programlarını Değerlendirme Çalıştayı İnkılap Tarihi Komisyonu Tavsiye kararı olarak özelde TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi ve genelde deTarih ders kitaplarının hazırlanmasında anlam ve ifade birliğinin sağlanması açısından olguların ve olayların ifadesinde orijinal literatürün, nutuk’un, kongrelerin, Büyük Millet Meclisinin tutanaklarının istiklal marşının diliyle olması gerektiğidir. Kurtuluş savaşı yada bağımsızlık savaşı değil “istiklal harbi” bağımsızlık marşı değil “istiklal marşı” Osmanlı parlamentosu değil “Osmanlı Meclisi Mebusanı” gibi.
Dini açıdan aslında Kur’an’ı Kerimi neden tamamen yasaklamıyoruz ki? Arap kültürünün en temel taşıyıcısı. Öyleya teröristler saldırı öncesi mahşerde şahitleri olsun diye Kuranı Kerim okuyorar. Namazlarda Orhun kitabelerinden ve Dede Korkut masallarından pasajlar okusak da olur. Hitler’in Kavgam’ın dan da mealen parçalar okuruz, olur biter. İlahiyatçıları ve Arapça bilenleri de ABD’ye bedelsiz askerliğe gönderelim, onlar acele Arapça bilen insanlar arıyorlarmış. Bir taşla iki kuş vurmuş oluruz. Hem biz kurtuluruz. Hem de stratejik ortağımıza kıyak yapmış oluruz. Kim bilir belki daha çuval kullanmazlar.
Ayrıca emekçi, sermaye, eşitlik, yolsuzluk, hortum, sosyal adalet, kölelik, sömürü, oligarşi, totaliterizm, darbeci, jakoben, faşist, artı değer, istihdam, işsizlik, yoksulluk, açlık, ücret, sorumluluk, sivil denetim, ücret artışı gibi kelimelerde yasaklanmalıdır. Bu kelimelerin devamını kasaplar taş ustaları daha iyi bilebilir. Onlara sormak lazım, sonra da hiçbir kelime kalmayınca halk,el kol hareketleriyle konuşmaya başlar.
Eğer bu genelgeyi hazırlayan ve imzalayanlarda sorumluluk duygusu, halkın değerlerine saygı olsaydı, bu kelime ve kavramların teröre ve şiddete karşı konvansiyondan daha etkin mücadele araçları olduğunu görebilirlerdi. İçişleri Bakanlığına ve milli eğitim Bakanlığına soruyorum Görev başında hayatını kaybedenlere şehid değil de morte oldu mu diyeceksiniz? Normal bir ölümün üstünde yüksek bir ideal için ölümü nasıl ifade edeceksiniz? Camiye tapınak, cemaate sürü mü diyeceksiniz? Namaza dilek, oruca enayilik, kurbana katliam, Kabe’ye büyük küp, Hacca büyük seyahat, Hicrete iç turizm mi diyelim?
Merak ediyorum medreselerin, tekke ve zaviyelerin kapatılması “şeyler kapatıldı” diye mi anlatılacak? Türk İslam Devletleri Hukuku anlatılırken şeriat yerine, “şeyle hüküm veriliyordu mu” denecek? İslamı anlatırken tevhit değil de yalnız tanrı inancı mı denecek?
Hiçbir sorun o sorunlar dile getirilirken kullanılan dilin yasaklanmasıyla çözülemez. Kürtçe yıllarca yasaklanmakla sorunlar ortadan kalktı mı? Tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla amaçlanan ıslah yapılabildi mi? Ortadan kaldırılabildi mi? Medreselerin kaldırılmasıyla eğitim sorunları halledildi mi? Alevilik yıllarca yok sayıldı sorun ortadan kalktı mı? İçişlerindeki arkadaşlar keşke alt politik amaçlar için, dinin, kültürün, tarihin, edebiyatın, ahlakın, temel kavramlarıyla oynamanın milletler için ne büyük tehlike olduğunu bilselerdi. Biliyor olduklarına ihtimal vermek istemiyorum.